Gençlik alanında yapılan çalışmalar şüphesiz ülkelerin gelecekleri için önem teşkil ediyor. Ülkemizde bu konuda son yıllarda atılan ciddi adımlar sayesinde önemli mesafeler kat edildi. Her ne kadar henüz arzu edilen düzeye ulaşılamasa da, gidişat bize gösteriyor ki ülkemiz gençliği adına sevindirici bir ivme yakalanmış durumda.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, anayasamızın 58. ve 59. Maddelerini de arkasına alarak ürettiği projeler ve gayretle sürdürdüğü çalışmalar ile gençlik politikamızın
şekillenmesini sağladı.
Konu gençlik olunca, aklımıza her zaman övündüğümüz ama hakkını vereme- diğimiz genç nüfus potansiyelimiz geliyor. Son zamanlarda Gençlik Hizmetleri Da- iresi Başkanlığı’nca yapılan özverili çalışmalar genç potansiyeli harekete geçirmeye başladı. Ankara merkezli 81 ilde 157 farklı noktada bir devlet hizmeti olarak sunulan gençlik çalışmaları ile genç kuşak; kişisel, sosyal, kültürel ve fiziksel gelişimleri için kendilerine sunulan imkânlardan faydalanıyor. Özellikle ekonomik sıkıntılar nedeniyle dışa açılamamış genç nüfusun, devletin sunduğu imkânlardan ayrıcalıklı faydalanabilmesi sevindirici. Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren gençlik merkezleri sayesinde gençlere ulaşılırken, yapılan faaliyetler gençlerin sadece kültürel birikimlerinin arttırılması sağlamıyor, aynı zaman da dünya ile enteg- rasyonunu sağlayacak organizasyonlar içine girilerek farklı ülkeler ve kültürlerin
keşfini de yapabiliyor.
Türkiye gençlik alanında çalışmalarını hızla sürdürürken, bu alanda sistemini çoktan oturtan AB ülkelerindeki gençlerin sosyal hayatlarında zamanlarını nasıl değerlendirdiğine de bir göz atmak gerekiyor. Zira ülkemizde özellikle eğitim alanında yaşanılan sıkıntılar gençlerin serbest zamanlarının planlanmasına engel teşkil ediyor. Bu nedenle AB ülkelerindeki genç nüfusun sosyal hayatlarında nelerle hangi oranlarda ilgilendiklerini görmek, bir durum değerlendirmesi yapabilmek adına üzerinde dikkatle durulması gereken bir husus.
Eurostat (Avrupa Birliği İstatistik Komisyonu) tarafından 2009 yılında hazırlanan raporda Avrupa gençliği üzerine ciddi istatistiksel bilgilere ulaşabiliyoruz. Ölçme ve değerlendirme açısından bizlere önemli bilgiler sunan kitapta özellikle AB gençlerinin serbest zamanlarını nasıl değerlendirdiğini görebiliyoruz.
İnternet ilk 3’te yok!
Eurostat istatistiklerinde en fazla dikkat çeken bilgi, 15-30 yaş aralığındaki AB gençlerinin %45’inin spor yapması. Bunu %40’lık oranla Arkadaşlarla buluşmak, dans etmek ve dışarıda atıştırmak takip ediyor. İnternet kullanımının AB gençlerinin en çok yaptığı serbest zaman etkinlikleri arasında ilk 3’e giremediği araştırmada 3. sırayı kitap okumak almış. AB gençlerinin %25 serbest zamanlarını kitap okuyarak
değerlendiriyor.
Sanatsal etkinliklerde fotoğraf ve film ön planda!
İstatistiklerde gençlerin sanatsal etkinliklere katılım oranlarını incelediğimizde ise özellikle 15-25 yaş aralığındaki gençlerin %32’sinin fotoğraf ve film, %28’nin bahçıvanlık, el sanatları ve dekorasyon işleriyle ilgilendiklerini ve son olarak yine
% 28’nin dans çalışmalarına katıldığı göze çarpıyor.
14 yaş üstü gençlerin %38’i STK’larda sanat yapıyor!
Gençlerin sivil toplum kuruluşlarında yaptığı etkinliklere baktığımız zaman ise yine sanatsal faaliyetlerin bariz üstünlüğünü görüyoruz. 14 yaş üstü kişilerin %38’lik oranla STK’larda sanatsal etkinliklere katıldığını görüyoruz. Bunu takiben %23’lük oranlarla edebiyat, şiir, oyun yazarlığı, yazarlık ve geleneksel, kültürel, sosyal, dil
çalışmaları geliyor.
Avrupa’da hal böyleyken ülkemiz gençliği; TV, internet esaretinden kurtularak kendileri için faaliyet gösteren devlet ve sivil toplum kuruluşlarına gereken ilgiyi göstermeli, kişisel ve sosyal gelişimleri için özellikle her ilde bir ya da bir kaç tane olan gençlik merkezleri faaliyetlerine katılmanın yanı sıra, burada ilgi alanları ile örtüşen çalışmaları gönüllülük ilkesiyle oluşturmalı, gençler ve ülkemiz geleceği için üzerine düşeni sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor.