
Başta futbolun en büyük pazarlayıcısı televizyon olmak üzere teknolojinin hayatımızın içine böylesine girdiği şu günlerde, bu basit sporu bilimden ayrı tutmak ise imkânsız hale geldi.
Zira koyulan hedeflere ulaşmak için, işin hem yönetim hem de performans boyutu milyar dolarlık pastanın dilimlerini paylaşma mücadelesiyle birleşiyor ve futbolun en önemli iksiri olan belirsizlik ilkesi onu sarsılmaz bir rekabetin içine sokuyor.
Bu süreçte ise profesyonel futbol takımları, en tepede yer alabilmek için teknolojinin imkânlarından yararlanıp rakiplerini ekarte etme mücadelesine giriyor.
Bu anlamda teknolojinin belki de futbola armağan ettiği en önemli araç olan “İstatistik ve maç analizi” olduğunu söyleyebiliriz.
Futbol topunun peşinden koşturduğu 22 kişi, oyun kuralları ile birlikte beraberinde o kadar çok değişkeni bir araya getiriyor ki, ortaya çıkartılabilecek basit bir veri tablosu bile size oyun ve rakibiniz hakkında anlamlı sayılabilecek ciddi veriler sağlayabiliyor.
Günümüzde maç analizi konusunda geliştirilen yazılımlar ve kullanılan farklı yöntemlerle saha içinde olup biten her şeyi somut verilerle görmek ve anlamlı hale getirmek mümkün. Antrenörlere ise maç anında ve sonunda çıkartılan verileri yorumlamak kalıyor. Duruma futbolcu penceresinden baktığımızdaysa istatistiğin önemi daha da derinlik kazanıyor.
Saha içinde pas, orta ve koşu gibi temel parametrelerdeki kararlarını futbol zekâsıyla çimlere yansıtan futbolcular, maç boyunca hem takım hem de bireysel istatistiklerini bilerek antrenörün verdiği taktiği daha kolay oyununa aktarabiliyor, kişisel performansı hakkında objektif olabiliyor ve rakiplerinin ne zaman ne yapacağını daha kolay tahmin edebiliyor.
Bunu bir örnekle resmedecek olursak, bir kanat oyuncusunun maçta eşleştiği rakip kanat oyuncusunun ortalama dripling mesafesi, oyun alanında isabetli orta yaptığı noktalar, pas tercihleri gibi parametrelerini önceden biliyor olması, saha içinde alacağı savunma ve hücum kararlarını doğrudan etkileyebilir. Bu da takımın efektif futbol kabiliyetini arttırdığı gibi futbolcunun bireysel performansını da maksimize etmesini sağlıyor.
Sonuç olarak, bilimin gündelik hayatımızın her anını esir aldığı bugünlerde, istatistik ve maç analizini futboldan ayrı tutmak imkânsız gibi görünse de, sportif başarıda tek başına istatistik biliminin yeterli olmayacağını da belirtmek gerekiyor. Hele hele bir dönem Gençlerbirliği Kulüp Başkanı İlhan Cavcav’ın Ersun Yanal’a söylediği rivayet edilen “Futbol bilgisayarla yönetilseydi Dünya Kupasını her seferinde Japonya kazanırdı.” İfadesini hatırlarsak.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder