Bir spor dalı olmaktan çok koca bir endüstriyi andıran Futbol sektörü, ekonomik evrimini hızlı bir şekilde sürdürürken meşin yuvarlağın pazarlayıcısı konumunda olan paralı kanallar, gelişen yayın teknolojileri sayesinde reklam gelirlerini arttırmanın peşinde.
Futbolun günümüzde bu denli büyük kitlelerce izlenmesinde temel faktör olan reklamı ele aldığımızda karşımıza üç boyut çıkmakta. Birincisi saha içerindeki reklamlar, ikincisi müsabaka anındaki sanal reklamlar ve üçüncüsü ise müsabaka aralarındaki reklamlar. Stadyum içindeki reklam gelirleri doğrudan kulüplerin kasasına inerken, TV’deki reklamlar ise yayıncı kuruluşun en önemli gelir kaynağını oluşturmakta. Ülkemizde de olduğu gibi futbol müsabakalarının yayıncılığını üstlenen ve futbolun en büyük gelir kaynağını sağlayan yayıncı kuruluş(lar), futbolun büyük kitlelerce takip edilmesinde önemli bir işleve sahip. Bu nedenle gelişen teknoloji ile maçlardaki rekabet ve heyecanı kusursuz bir şekilde ekrana yansıtılması, izlenebilirlik açısından hassasiyet gerektiren bir nokta. Ancak ülkemizde hak ettiği değerden çok daha fazlası ücretlerle naklen yayın ihalesi alınan Süper Lig’i ekranları başından parasını ödeyerek izleyen seyirciler, oyunun doğasına zarar veren sanal reklam uygulamaları ile baş başa bırakılmış oluyor.
Sanal Reklam Seyir Zevkini Öldürüyor!
Elbette futbol ekonomisi “reklamsız” düşünülemez fakat izleyiciyi adeta çıldırtan reklam taktikleri, “Futbol & Reklam” kardeşliğinin giderek güçlenen birlikteliğini düşüş trendine sokabilir. Geleneksel televizyon reklamcılığı olarak da adlandırabileceğiz ve müsabaka önü, arası ve sonrasında belirli bir süre yayınlanan reklamlara alışan izleyiciler, son yıllarda yayın teknolojilerindeki yenilikler ile birlikte karşılaştığı sanal reklam uygulamaları sebebiyle seyir zevkine reklam veren firmaları da katman zorunda kalıyor. Hatta oyun kuralları ve saha içindeki yaşanan olaylarla da özdeşleştirilen reklamlarla sahadaki heyecana firmaların renkleri ve sloganları da dâhil ediliyor. Bu süreçte ise ekranları başında taraftarı olduğu takımın maçını izleyen seyircilerin, tutkuları ile aralarındaki iletişime üçüncü bir aktör sokulmuş oluyor. Özellikle sosyal medyada sıkça eleştiri konusu olan sanal reklam uygulamaları için federasyon, RTÜK ya da yayıncı kuruluş bir uygulamaya gitmezse ülkemizde futbola olan ilginin azaldığı bu günlerde paralı kanaldan maçları izleyen taraftarlar, paralı kanallarla aralarına bir mesafe koyabilir.
Reklamsız paketler satılabilir mi?
Futbol & Reklam kardeşliğinde ülkemizdeki reklam kirliliği sorununun çözümü için farklı öneriler sunulabilir. 2010-2014 dönemi için 321 milyon dolay ödeyen yayıncı kuruluş, doğal olarak taahhüt ettiği paradan fazlasını kazanmak için sırda dışı taktikler deniyor. Maç yayınları için çeşitli gelir grubuna yönelik paketlerle taraftarın karşısına çıkılırken, mevcut paketler içerisinde reklamsız paket bulunmuyor. Bu noktada dileyen seyirciler, normal paketler için ödediği paradan fazlasını ödeyerek reklamsız paketlerle Süper Lig maçlarını izlemek isteyebilir. Bir başka öneri ise yayın ihalesinin bedelinin istekli yayıncı kuruluş(lar)la ortak alınacak bir kararla belirli bir seviyede tutulabilir ki bu varlığını tamamen yayın gelirlerine bağlamış Türk futbolu için pek mümkün görünmüyor.
ŞL ve Premiere Lig örnekleri!
Avrupa’da en çok izlenen spor organizasyonları arasında gösterebileceğiz Premiere Lig ile Şampiyonlar Ligi’nde maç esnasında hiçbir sanal reklamın kullanılmamasını tesadüf olarak nitelendiremeyiz. Zira rekabetin zirve yaptığı bu iki ligde de yayıncı kuruluşlardan alınan ücretler, liglerin izleyici sayısını da hesaba katarsak değerini rahatlıkla hak ediyor diyebiliriz.
Süper Lig değerini hak ediyor mu?
Naklen yayın ihalesi sonrası ortaya çıkan bedel, yayıncı kuruluşu tabiri caizse reklama mahkum ederken, doğal olarak bundan en büyük zararı taraftar görüyor. Parasını ödedikleri yayınlar için reklamın bin bir türlüsü ile karşılaşan seyirci ise kalitesi ve hak ettiği değeri tartışılır ligimizin kaderini belirleyen en önemli unsur. Bu anlamda seyir kalitesi açısından gelecek 10 yıl içinde inşası tamamlanacak stadyumlar(*) ile Avrupalı rakiplerinin ortalama seyirci kapasitesine yaklaşacak olan Süper Lig ekipleri, modern stadyumlarındaki her maçını kapalı gişe oynaması, sahadaki coşkunun taraftarla desteklenmesi ve dolayısıyla ekranlardaki seyir zevkinin de arttırılması için televizyon izleyicisi ile futbol arasında başka bir eleman sokulmaması Türk futbolunun geleceği açısından önemli bir ayrıntı olarak dikkate alınması gerekir.
(*) Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yapımı devam eden stadyumlar tamamlandığında Süper Lig’in takım başına ortalama koltuk sayısı 30.643 olacak.