Sporun en büyük pazarlayıcısı konumunda olan Televizyon, yayın teknolojilerindeki akıl almaz ilerleyişler nedeniyle sporseverleri evlerine mahkum edecek gibi görünüyor.
Sporseverlerin müsabakaları evlerinden izlemeyi tercih etmesi ise spor etkinliklerinde coşkuyu sağlayan seyirci unsurunun ortadan kalkması demek. Hele hele modern spor yönetiminde taraftardan çok müşteri olarak adlandırılan izleyicilerin spor alanlarına çekilebilmesi için gerekli tedbirler alınmazsa, izleyicinin eğlence alışkanlıkları magazin ve sanatsal faaliyetlere kayabilir. Bu da spor ekonomisinin küçülmesi anlamına geliyor.
Yayın kalitesi piksel piksel artıyor!
Televizyon yayıncılığının serüveni; tüplü televizyonlarla başlayıp, daha sonra plazma ve LCD TV'lerin hayatımıza girmesi ile devam etti. Şimdilerde ise OLED TV'ler revaçta. 37, 51, 65 ve 80 ekranlı tüplü TV'lerden 82, 124, 140 ekrana kadar gelişen LCD TV'lere, PAL çözünürlükten sırasıyla SD, HD, Full HD, 4K ve son olarak 8K'lara kadar gelişen yayın teknolojileri, izleyicilerin sihirli kutu başında geçirdiği süreyi de etkilemeye başladı (*). Elbette bireylerin teknoloji ile ilişkisi sadece televizyonlarla değil. Akıllı telefonları sayesinde artık sadece bireylere görüntüler gösterilmiyor, dileyen istediği zaman her türlü görseli seyredebiliyor. Teknolojinin getirdiği bu imkanlar sonrasında, insanlar neden spor etkinliklerini canlı olarak yerinden izlemek istesinler ki? sorusuyla karşılaşmaktayız. Sporseverler, spor alanlarında izlediği spor müsabakasından aldığı keyfin daha konforlusunu evinde alabiliyorsa, Futbol-Televizyon ilişkisinin yeniden irdelenmesinin zamanı gelmiş demektir.
Spor-Televizyon İlişkisi
Uydu yayıncılığının başlaması ve Televizyon teknolojilerinin gelişmesi ile spor organizasyonlarını çok daha büyük kitlelere anında ulaşmaya başlamış ve böylece Spor- Televizyon birlikteliği doğmuştu. Sporun kitlelerce takip edilebilme kabiliyeti ve içindeki rekabet unsuru onu benzersiz bir pazarlama aracı kılarken, bireylerin maçları stadyumlar yerine evlerinden izlemeyi tercih etmesi önce maçların paralı kanallarda yayınlanmasına daha sonra da spor yöneticilerinin stadyumlardaki konforu arttırmasına sebep olmuştu. Bu süreçte ise rekabet unsuru değerini giderek arttırmış ve milyar dolarlarla ifade edilen bir sektör var olmuştur. Son birkaç yılda yayın teknolojilerindeki ilerlemeler ise Spor-Televizyon birlikteliğini yeni bir boyuta taşıdı. Daha geniş kapasiteli uyduların devreye girmesi ve Çin faktörü, teknoloji fiyatlarını aşağıya çekmesi ile artık spor müsabakalarını daha net ve daha akıcı izlenebilir duruma getirdi. Bu ilerlemelere paralel olarak da stadyumlar, ya yeniden inşa ediliyor ya da onarılarak daha konforlu hale getiriliyor. Geriye ise spor etkinliklerindeki rekabeti canlı tutmak için sporun aktörlerinin oyunu kurgulaması kalıyor. Yayın ücretleri, hasılat dağımı, tribün biletleme, reklam yönetimi, transferler, saha içi etkinlikler vb. uyumlu bir şekilde bir araya getirilmesiyle spor ürünü hem yerinde hem de medyada izlenebilir hale getirilmeye çalışılıyor. Bu düzende çarklardan birinin devre dışı kalması ise oyundaki rekabetin dolayısıyla belirsizliğin de devre dışı kalması anlamına geliyor ve spor seyirsellikten uzaklaşmaya başlıyor.
Full HD ve 4K ile ne değişti!
Son dört yıldır hayatımızda olan HD yayınlar giderek yaygınlaştı. Önceleri 720x576 çözünürlükteki tüplü televizyonlardan izlediğimiz spor etkinliklerini daha sonra sırasıyla 1280×720, 1920x1080 ve son olarak da 3840x2160 çözünürlüğe sahip televizyonlardan izleyebilmekteyiz. Elbette bu süreçte devreye giren yeni uydular sayesinde yayın sinyalleri de aynı çözünürlükteki veriyi evlerimize gönderebiliyor. Yayın kalitesindeki bu olağanüstü ilerleme sonucunda ise spor etkinliklerini oradaymışçasına evlerimizden seyredebilmekteyiz. Peki bu durumda sporseverler neden spor etkinliklerini yerinden izlemek istesin ki sorusunun cevabı ise spor yöneticilerinin pazarlama stratejilerinde gizli. Spor olayının gerçekleştiği mecra coşkulu olmadıkça televizyon izleyicisi de memnun olmaz. Bunun için yöneticiler her kulvarda para kazandıracak bir organizasyon istiyorlarsa oluşturdukları tüm pazar bölümlerindeki müşterilerini memnun edecek adımları atmalı.
Euro 2016 ile 4K ile evlerde!
Ülkemizde TRT tarafından henüz test aşamasında olan 4K yayını, Türksat ortaklığında devam ediyor. Şimdiye kadar Avrupa düzeyindeki dört canlı maç yayınını başarılı bir şekilde gerçekleştiren TRT, önümüzdeki yaz yapılacak olan Avrupa Futbol Şampiyonasını SD, Full HD ve 4K standartlarında yayınlayacak. Tabiki Avrupa’da birçok ülkede de 4K yayınlar yapılacak. Bu yeni yayıncılık atılımında el ovuşturanlar ise Televizyon üreticileri.
Çinli Hisense pastada yer almak istiyor!
2016 Avrupa Futbol Şampiyonasının 10’ncu ana sponsoru olan ve organizasyon tarihinin Çin menşeili ilk sponsor firması olan Hisense Gruop, Avrupa pazarındaki bilinirliğini artırmak ve markasını güçlü bir konuma getirmek istiyor. UEFA Events SA Pazarlama Direktörü Guy-Laurent Epstein Hisense Grubunun 2017 yılının sonuna kadar UEFA tarafından organize edilen diğer milli futbol yarışmalarını da destekleyeceklerini belirterek; Avrupa ve Amerika’da en hızlı gelişen Çin markası olan Hisense’in UEFA EURO 2016’nın ortak ailesine katılmasından heyecan duyduklarını belirtmişti. Görünen o ki Sony, LG, Samsung gibi firmaların piyasaya hâkim olduğu bir yapıda var olabilmek için Hisense iddialı bir sponsorluk anlaşmasıyla adını duyurmaya hazırlanıyor.
Spor-Televizyon birlikteliğinin tam rekabet koşullarında varlığını sürdürebilmesi için hem kulüplerin, hem paralı kanalların satış politikalarını doğru planlaması gerekiyor. Televizyonun sürekli gelişen gerçeklik deneyimine karşı spor kulüpleri de tribünleri doldurmak için gerekli hamleleri yapmalıdır. Spor etkinliklerindeki coşku unsuru devreden çıkarsa spor seyircisi ilgi alanlarını farklı mecralara taşıyabilir.
(*) Yayın Standartların
PAL : 625x352
HD : 1280x720
Full HD : 1920x1080
4K : 3840x2160
8K : 8192 × 4320
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder