Dijital dönüşüm tüm sektörleri olduğu gibi spor yönetimi alanını da tesiri altına almış durumda. Bu geri dönülmez teknoloji evrimine Spor Yöneticileri ve Spor Yöneticisi yetiştiren akademik programlar hazır mı?
Küresel rekabet sisteminde ayrıcalıklı bir konuma sahip olan spor endüstrisinin çarklarının her zamankinden biraz daha güçlü işlemesi için spor yöneticilerinin önemli sorumlulukları var. "Endüstri 4.0" olarak adlandırılan dijital dönüşüm sürecinde(1) spor yöneticilerinin kendisini dijital çağa göre yenilemesi gerektiği gibi Spor Yöneticiliği eğitim programları da 4.0'a göre yeniden dizayn edilmeli.
İletişim çağında artan ve çeşitlenen tüketici ihtiyaçları, spor yöneticilerinin yeni teknolojilere uyum sağlamasını bir zorunluluk kılıyor. Bu nedenle endüstriyel dönüşümün 4'üncü aşamasını yaşadığımız dönemde pastadaki spor payının artması için Spor Yöneticilerinin kendilerini 4.0'a uyarlaması gerekiyor(2).
Yaşanan kitlesel dijital dönüşüm, altyapı ve iş dünyası üzerindeki etkileri nedeniyle şirketlerin dikkatini harekete geçirmekte; yeni bir vizyonun tonunu belirleyen inovasyon, spor endüstrisinde 4.0, kültür, yönetişim ve organizasyon konularını ön plana çıkarmakta. Hele hele fotoğraf ve video gibi medya araçlarının önem kazandığı, bilgi yönetim sistemlerini kullanmanın pazarlamada fark yarattığı son yıllarda spor gibi son derece canlı ve dinamik yapıya sahip bir alanda rekabet üstünlüğü için spor yöneticilerinin de Endüstri 4.0'e adapte olması şart(3).
Endüstriyel dönüşümü spor örgütleri açısından ele aldığımızda devlet kurumları, federasyonlar, spor kulüpleri ve spor şirketleri mobilize olmuş her yaştan spor tüketicisinin beklentilerini karşılayabilecek spor yöneticileri ile çalışması gerekiyor. Bu nedenle spor yöneticiliği mesleğini seçenler, artık sadece pazarlama, yönetim ve organizasyon becerisi kazanmakla yetinmemeli, spor örgütleri ve spor etkinliklerinin dijital dönüşümüne ayak uyduracak maharetleri de kazanmaya yönelmeli.
Spor Yöneticiliği Eğitiminde 4.0'a Nasıl Geçeriz?
Öncelikle Spor Yöneticiliği mesleğinin henüz Türkiye'de arzu edilen itibarı gör(e)mediğini söylemeliyiz. Bunun en bariz örneği ise Spor Yöneticiliği programı mezunlarının hala en büyük iş kapısı olarak Gençlik ve Spor Bakanlığını görmesi. Haksız da değiller! Bizim kulüp yönetim kültürümüzde henüz profesyonelleşme sürecine geçil(e)medi. Dolayısıyla spor yöneticiliği eğitimi almış kişiler bu örgütlerde şans bulamıyorlar(4). İrili ufaklı spor-sağlık şirketleriyse hala spor yöneticiliği mezunlarını daha çok antrenör-eğitmen olarak değerlendirmekteler. Bu açıdan ilk bakışta spor yöneticiliği mesleğinin henüz ülkemizde hak ettiği düşünülen itibarı görmediğini söyleyebiliriz. Ancak gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığımızda buz dağının görünmeyen yüzü oldukça düşündürücü. Almanların ünlü okulu Köln Spor Akademisinde öğrenci olmayı başaramayanların doktor ya da mühendislik bölümlerini çok rahat kazanabiliyor olması bizde ise akademik düzeydeki spor okullarına gitmenin öğrenciler tarafından son çare olarak görülmesi şapkayı önümüzde koyup düşünmemizi gerektiriyor(5).
Bu benzeri pek fazla olmayan ilginç tablonun iki sebebi var. Birincisi spor eko-sistemimizin profesyonel yönetim anlayışına henüz uyumlu olmaması(6) ikincisi ise spor yöneticiliği yetiştiren programların kendini tekrarlaması, yenileyememesi(7). Ülkemizde 2000'li yılların başından bu yana Spor Yöneticiliği gibi çalışma alanı çok fazla çeşitlilik gösteren akademik bir programın aşağı yukarı 20 yıllık süreçte adının aynı kalarak uzmanlaştırılamamış olması manidar.
Az önce bahsedilen Köln Spor Akademisi ve ABD'deki hatırı sayılır üniversitelerin programlarında spor endüstrisi, spor ekonomisi, spor iletişimi gibi bölümler lisans düzeyinde spor yöneticisi yetiştirmekte(8). Ülkemizde BESYO ya da Spor Bilimleri Fakültelerinde adı geçen uzmanlık alanları sadece ders olarak verilmekte (9).
Diğer taraftan spor alanında akademik eğitim veren okulların birlik olarak spor eko-sistemimizdeki sorunların çözümüne yönelik resmi-gayri resmi girişimlerde bulunmuyor/bulunamıyor olması Spor Yöneticiliği bölümünün istihdam fırsatlarının da farkına varılamamasında etkili oluyor(10).
Türkiye için belki de adından ilk defa bu sayfada bahsedilen "Spor Yöneticiliği 4.0"a, bu alanda eğitimi veren akademik birimlerin ayak uydurabilmesi (Spor Yöneticiliği Anabilim Dalları altında spor yönetimi alanına mahsus dijital çağın fırsatlarına yönelik programların açılması), mezunların iş kapısı olarak büyük oranda devlet kurumlarından medet ummasını engelleyebileceği gibi bu alana karşı ülkemizdeki toplumsal algının da değişmesine imkan tanıyabilir, spor yöneticiliği programı mezunlarına başta özel sektörün aktörleri olmak üzere kurumların bakış açısı değişebilir.
Çözüm önerisi olarak Türkiye'deki spor yöneticiliği program yöneticilerinin mutlaka bir araya gelerek programın geleceğini masaya yatırması, fırsat ve tehditleri değerlendirerek programların Türkiye ve Dünya gerçeklerine cevap verebilecek yeterliliğe erişmesi için kolları sıvaması önerilebilir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) Dijital dönüşüm çağında inovasyon ve AR-GE’ye odaklanmamız gerekiyor. Türkiye inovasyon çalışmalarıyla Dünya’ da 2014’te 56, 2015’te 60’ıncı sırada yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmalarına göre, 2020’ye kadar 4,5 milyon kişi işlerini robotlara devredecek, start-up’lar arasında da yapay zeka ve bulut projeleri baş gösterecek (Yenioğlu, 2017)
(2) Dijital Dönüşüm dediğimiz aslında teknolojiden yararlanarak müşteri odaklı sisteme geçmek için yapılan İş Dönüşümüdür. Yani amaç, müşteri beklentilerini karşılayacak tüm iş süreçlerini değiştirmek (Sağdıç, 2017)
(3) Endüstri 4.0, teknolojilerin ve değer zinciri organizasyonları kavramlarının kolektif bir bütünüdür. Siber-Fiziksel sistemlerin kavramına, nesnelerin internetine ve hizmetlerin internetine dayalıdır. Bu yapı akıllı fabrikalar vizyonunun oluşmasına büyük katkı sağlar (www.endustri40.com, 2018).
(4) Spor Kulüplerinin Yönetim Modellerinin Değerlendirilmesi (Devecioğlu, Çoban, Karakaya, 2011).
(5) Köln Spor Akademisi Spor Yönetimi ve İletişimi Lisans Programı Kabul Şartları (Ayrıca Köln Spor Akademisi ziyaretimde okul yöneticilerinin beyanı.)
(7) Spor Yönetimi alanında henüz ülkemizde "Spor Yöneticiliği" programları dışında akademik birt program bulunmamaktadır.
(8) Köln Spor Akademisinde; Spor Yöneticiliği ve İletişim, Spor Gazeteciliği, Ohio State Üniversitesinde Spor İletişimi ve Spor Endüstrisi, Baylor Üniversitesinde; Spor Sponsorluğu, Mercyhurst Üniversitesi; Spor İşletme Yönetimi, California Üniversitesi; Profesyonel Golf Yönetimi, Clemson Üniversitesi; Spor İletişimi, Xavier Üniversitesi; Spor Pazarlaması lisans programları bulunmaktadır.
(10) Örneğin TFF Genel Kurulunda Akademisyenler için kontenjan bulunmamakta. Spor Genel Müdürlüğü Merkez Danışma Kurulunda Akademisyenler sembolik olarak yer alıyor. Spor Bilimleri Fakülteleri arasında koordinasyon sağlayan bir mekanizma var mı? Bilinmiyor. Türkiye'deki Spor Yöneticiliği programları arasında bir koordinasyon yok. Ders müfredatları üniversiteden üniversiteye değişkenlik gösteriyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder